Aziz Kiraz, 'Kazanmaya Değil, Başarılı Olmaya İnanıyorum' - Özel Röportaj

Aziz Kiraz, 'Kazanmaya Değil, Başarılı Olmaya İnanıyorum' - Özel Röportaj

Magazincir.com’un gerçekleştirmiş olduğu 'Aziz Kiraz' röportajından merak edilenler bu haberde…

RÖPORTAJLAR - Özel Röportajlar - 2017-03-29 09:39:27

Aziz Kiraz ile Özel Röportaj gerçekleştirdik. İşte Aziz Kiraz hakkında merak edilenler…

Aziz Kiraz’ı sevenler veya takip edenler biliyordur. Fakat bir de senden Aziz Kiraz kimdir? Sorusunun cevabını duymak isteriz.

Aziz Kiraz, henüz 19 yaşında. Ailesinin sevdiği ve önemsediği mutlu bir genç. Bu durum beni hayatta güçlü kılıyor.  Bunun dışında iyi bir gözlemci, çünkü gelişmek Aziz Kiraz için önemli. Aile ve topluluk değerleri önemli. Vicdanımın yüksek olduğunu söyleyebilirim. Heyecanlı ve coşkulu bir yapım var. Stresi de mutluluğu da aynı tonda ifade edebiliyorum. Cesur ve atılgan bir yapım olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında insanları kırmamak için naifliğe varan duygusal bir yanım da var. Vicdanı yüksek ve karşılıksız iyiliğe inanan aile ilişkileri içerisinde büyümemin etkisi var.

Arabalara çok meraklıyım, o kadar ki ailem bu konuda endişe ediyor, araba tutkum konusunda ailem tarafından kontrol edildiğimi söyleyebilirim. Adrenalin seviyorum ama dozunda.

Son dönem de ağırlık olarak, yarışmalardan kazanılmış şarkıcılarımız oldukça arttı. Senin de “O Ses Türkiye”de ki başarını biliyoruz. Peki “O Ses Türkiye” yarışması kariyerine neler kattı ? 

Başarılı olmanın içinde sevgi kavramı, dinleyenlerin kalbinde yer bulma sanatı var, bu nedenle başarılı olma kavramını kullanıyorum. Kazanmaya değil başarılı olmaya inanıyordum. Tek başına kazanma hırsının yıpratıcı, başarılı olmanın sevgiyle büyüyen bir sonuç olduğunun farkındayım.

O Ses Türkiye yarışmasında ikinci oldum, bununla gurur duyuyorum. Kazanmak mı başarmak mı derseniz, O Ses Türkiye’de birinci olmadım ama hayallerimin bugüne ait olan kısmını O Ses Türkiye yarışmasıyla başardım. Dinleyicilerin beni tanıması, çok kısa zamanda beni seven bir kitle oluşması ve beraberinde dünyadaki sayılı müzik şirketlerinden biri olan EMI-Universal ile çalışma fırsatı bulmam yarışma sayesinde oldu. Jüri üyesi Hadise’nin bana inanması, tüm kalbiyle destek olmasının da geldiğim sonuçta payı büyük.

Ben bu kültüre ve bu topraklara ait bir nefesim, yarışma beni bu toprakların dinleyicileriyle buluşturdu.

Eğer yarışmaya katılımın olmasaydı, Aziz Kiraz yine de olur muydu ?

Bunu asla bilemeyeceğiz sanırım, çünkü katılmasaydım ve ikinci olmasaydım hangi şartlar oluşurdu, bugünü nasıl yaşıyor olurdum bilmemiz imkansız. Ancak içimdeki ses beni rahat bırakmazdı. “Müzik, şarkı, nota….” repliği beni rahat bırakmıyor, yine müzikle ilgili bir şeyler yapıyor olurdum. Yine tüm çabamla başarılı olmaya çalışırdım.

Söz-Müzik Alper Narman ve Onur Özdemir’e ait olan, seninde seslendirmiş olduğun “Efso” Single’nın, gerçek anlamda istenilen başarıya ulaştığını düşünüyor musun ?

Başarı kavramı yoruma açık. Satışlarla mı, dinlenme ya da tıklanma sayısı ile mi yoksa sizin ölçülemeyen bilinirliğinizin artmasıyla mı bunu açıklamalıyız bilemiyorum. Bana göre başarılı oldu. Pek çok anlamda birşeyler öğrendiğimi söyleyebilirim. Bir albüm yapmak şarkı söylemekten farklı bir proje. Şarkıyı söylemek bir kısmı. Ben de bu projenin başarılı olduğuna inanıyorum. Daha iyi olabilir miydi? Her zaman ve her yaşta, yaptığımın daha iyisi olabilir. Ama daha yolum uzun, benim için başarılı bir single. Gittiğim gece kulüplerinde çalındığını duymak, söylendiğini duymak, arkadaşlarımın  ve dinleyicilerin eğlence mekanlarından  Efso’nun çalındığı kareleri göndermeleri  gurur verici.

Aziz Kiraz: "Kazanmaya Değil, Başarılı Olmaya İnanıyorum"..!

Bundan sonra Aziz Kiraz, müzik kariyerinde kendi bestesini icra etmeyi düşünüyor mu?

Beste çalışmalarım var, bazılarını çok beğenerek saklıyorum, bir kısmını “bu olmadı” diyerek saklamıyorum.  Dinleyici öyle değerli birşey ki, sizin beğendiğinizden daha iyisini hak ettiğine inanıyor, onlara uygun bir proje yapmak istiyorsunuz, bu duyarlılıktayım. Kendi bestelerimi dinleyiciyle buluşturduğum gün duygusal ve müzik olarak farklı bir seviye yakalayacağımı düşünüyorum.

Aleyna Tilki ile olan dostluğuna gelirsek, son zamanlarda özellikle birlikte yapmış olduğunuz düetler oldukça ilgi uyandırdı, sevildi ve izlendi. Peki bundan yola çıkarak, ileriye dönük yapmayı düşündüğünüz veya planladığınız bir proje var mı? Var ise bu nasıl bir proje olurdu? Yok ise böyle bir proje düşünülebilir mi?

Aleyna özgün ve özel bir ses, bir ruh. Aynı jenerasyondan gelmemiz, ikimizin de müziğe karşı tutkulu olması, arkadaş olarak paylaşımlarımızı güçlendiriyor. Genç yaştan itibaren aynı sektörde bulunmak ve müzik konusunda benzer bakış açılarına sahip olmak büyük bir şans. Geleceğinin güzel ve başarılı olmasını isterim. Aleyna ile arkadaş olduğumuza göre, arkadaşlar aynı projede olmaktan mutlu ve gururlu olurlar. Elbette isterim. Birlikte bir proje yapmak şu günlerde yok ama, her an oturup konuşup yapabiliriz.

Şöyle bir soru sormak isterim. Ülkemizde son zamanlarda fenomen olabilme, tanınmışlık, ünlü veya sanatçı olabilme çabasını, başta sosyal medya kanalları olmak üzere sıklıkla görüyoruz. Bu akım hakkında ki düşüncelerin neler olabilir? Sence bu akımın dozu kaçmış olabilir mi?

Arz ve talep ya da talep ve arz konusu bunlar sanırım. Fenomen olmak, bir rol model edinmek eğlenceli bir durum olabilir, sakınca görmüyorum. Elbette şiddeti ve dozu önemli. Ünlü olabilmeyi anlıyorum, herkes tarafından bilinmek doğru yönetilirse eğlenceli bir durum. Sanatçı olabilme çabasını bilemiyorum, o kısmı kritik ve meşakkatli bir durum. Çünkü sanatçılık büyük bir emek istiyor. Gönül veren ve sanatçı olmanın zorluklarını göğüsleyebileceğine inanan varsa neden olmasın, piyasada kimin gidip kimin kalacağına dinleyenler karar veriyor günün sonunda.

Ün kazanma yani bir başka deyiş ile ünlü olmak, hayatın da neleri değiştirdi ? Peki bu durumun, senin için korku veya kaygıya dönüştüğü oldu mu ?

Sorumluluğum arttı, birdenbire milyonlara karşı sorumluluk duygusu geliştiriyorsunuz, ki zaten sanatçı bu sorumluluğu seve seve alır, tüm ağırlıklara seve seve katlanır. Ailemi, çevremi, dinleyenlerimi hayal kırıklığına uğratmak istemem, sorumluluğum bu nedenle var ve büyük. Çünkü hayallerim büyük. Anlık ya da günlük bir haber olmak değil, yaşamın boyunca bir sanat hayatım olsun istiyorum.  Bunun dışında günlük yaşamımda birşey değişmedi. Hala ailemin renkli, canlı ve gece gündüz şarkı söyleyen çocuğuyum.  Korku ve kaygı duymuyorum, hayatta herşey olması gerektiği gibi olur, bu sakinlikteyim.

Tekrar yarışmaya dönelim. O Ses Türkiye’de Hadise’nin takımında büyük başarı gösterip, finale kadar çıkmıştın. Peki, Hadise’nin bu sezon da birinci oluşunu sen nasıl değerlendiriyorsun ?

Gurur duyuyorum. Hadise birinci olmasa da jürinin vazgeçilmezi. Final akşamı ben de oradaydım, birinci olduğunu duyduğumda hem Dodan hem Hadise hemde koçumuz Banu Hoca adına gurur duydum. Hakettiği ve özlediği bir duyguydu, yaşamasına sevindim. Heyecanlandım. Hadise ile gönül ve vefa bağım var, her başarısıyla büyük gurur duyarım.

Son olarak buradan sevenlerine neler söylemek istersin ? 

Sevgiye, saygıya çok inanıyorum. Umarım uzun yıllar sürecek bir gönül bağının, saygı ve sevginin köprüsünü kurduğumuza inanıyorum.

Tüm sevenlerin ve dinleyenlerime sağlık ve mutluluk dilerim :)

Röportaj : Uğur Kelleyan

DİĞER HABERLER